
Maydanozun Tarihine Yolculuk
Maydanozun Tarihine Yolculuk
Maydanoz bitkisinin tarihten günümüze
olan serüveninde beraber bir yolculuğa çıkalım mı?
Maydanozun tarih boyunca yaygın şekilde yetiştirilmiş olması
nedeniyle hakkında birçok tarihi bilgi ve inanış bulunuyor. Yaprakları, eski
Yunanlılar ve Romalılar tarafından yiyecekler için lezzet verici ve garnitür
olarak kullanılan ve bilimsel adı Petroselinum
crispum olan maydanoz bitkisinin kökeni ise tam olarak bilinmiyor. Ancak
kesin olmayan bilgilere göre ilk olarak MÖ 3. yüzyılda Sardunya'da (Sardinia - Akdeniz
bölgesi) yetiştirildiği düşünülüyor.
Maydanozun tarihinde en eski zamanlara baktığımızda 2.000
yıldan fazla bir süredir yetiştirilmiş ve gıda olarak tüketilmeden önce tıbbi
olarak kullanıldığını görüyoruz. Eski zamanlardan beri maydanoz, sindirim
bozuklukları, bronşit, diş ağrıları ve daha fazlası için sıkça kullanılmış.
Maydanozun garnitür olarak modern kullanımı ise, yemek sonunda taze yapraklardan birkaçını çiğnemenin nefesi tazelediğine dair asırlık inanıştan geliyor. Maydanoz yapraklarını çiğnemenin sarımsak kokusunu bile yok edeceğine inanılıyordu.
Bugün bile bu amaçla maydanoz çiğnememiş olanımız yoktur
sanıyoruz.
Tarihte Bir Saygı Sembolü
Maydanoz hakkında elde olan bilgilere göre, Petroselinum
botanik adı, Yunanca taş kelimesinden geliyor. Bu ismi vermelerindeki neden ise
maydanozun Yunanistan'da kayalık yamaçlarda yetişmesi. Eski Yunanlılar ilk
dönemlerde kutsal saydıkları için yemeklerde kullanmamış olsalar da maydanoz o
dönemlerde unutulma ve ölümün sembolü olarak cenazelerde büyük saygı görüyor.
Başka bir efsaneye göre maydanoz, yılanlar tarafından
yenilen Yunan kahramanı Archemorus'un kanının döküldüğü yerde ortaya çıkmış.
Yunanlılar bu bitkiyi mezarlara çelenk yapmak için kullanmışlar. Romalılar ise maydanozu
nefesteki alkol kokusunu gidermesi ve aynı zamanda sindirime yardımcı olması
için tüketmişler.
Yeniden Doğuşu Temsil Ediyor
Maydanoz hakkında tüm bu bilgilere bakarak yalnızca mutfaklarda
gıda olarak kullanılması ya da tıbbi özelliklerinden dolayı tercih edildiğini
söylemek yanlış olur. Tarih boyunca başka alanlarda da adından sıklıkla
bahsedilmiş. İlk Yunanlılar tarafından, Nemena ve Isthmian spor oyunlarının
galiplerine, olimpiyatlardaki defne çelenklerine benzer biçimde, maydanoz
taçları takılması bunun en güzel örneklerinden. Bir başka örnek olarak İbranice
Fısıh (hamursuz bayramı) kutlamalarında baharın ve yeniden doğuşun sembolü
olarak kullanılmasını verebiliriz. O
dönemin tarihi kaynaklarına bakıldığında yine Romalıların yemek kokularını
emdiği düşüncesiyle için sofralara yerleştirdiği ve bayramlarda boyunlarına taktıkları
görülüyor.
Geç Çimlenmesinin Getirdiği İnanışlar
Maydanoz tohumu ortalama 20-40 gün arası olmak üzere biraz geç
çimlenir. Dışarıdan bakıldığında öyle çok da sert bir tohum kabuğu olan iri bir
tohum olmadığı düşünülünce bu durum biraz gariptir. İşte bu durum eskilerin de
dikkatini çekmiş olacak ki bu durum maydanozun Orta Çağ’da pek çok batıl
inançla kuşatılmasına sebep olur. Bir inanışa göre bu uzun çimlenme süresi, filizlenmeden önce yedi
kez cehenneme gidip geri dönmek zorunda kalmaktan kaynaklanıyordu. Hatta bazı batıl
inançlı çiftçiler maydanoz ekmeyi reddetmiş ve onu yetiştirmekten çok korkmuşlar.
Zaman içinde maydanozun birçok alışılmadık ve büyülü
kullanımları olduğuna inanılmıştır. Örneğin, bir zamanlar bu bitkinin kötü
olduğuna inanılıyordu ve eğer âşıksanız, maydanozu asla kesmemelisiniz, aksi
halde sevginizi mahveder.
Günümüze geldiğimizde modern araştırmalar, maydanozun
benzersiz ve karmaşık yapısının birçok yönünü doğruluyor. Araştırmalar antioksidan
özelliği olan ve zengin besin değerleri açısından "kemoprotektif" yani
“toksinlere” ve “kanserojenlere” karşı koruyucu özelliği olan bir bitki
olduğunu ortaya koyuyor.
Evlerinizde ya da bahçelerinizde kolaylıkla yetiştirebileceğiniz maydanozu Osmanlı Bahçesi sebze yetiştirme setlerimiz arasında bulabilirsiniz. İncelemek için tıklayın